devam ediyor

organik urunlerin bana nanik dedigi bir dukkandan bahsediyordum en son...evet o dukkanin onunden basim dik bir sekilde geciyor ve bazen kizima organik havuctan uretilmis kek bile aliyorum.
parti guzel gecti. aslinda gercek anlamda henuz dostumuz bile olmayan bir yigin insanla eglenip gecenin sonuna dogru, bir turk klasigi oldugu uzere; halay bile cektik. bir ara, ayni topragin evlatlari olarak gobeklerimizi oraya buraya savururken, salon duvarina sira olmus mel mel bakan ingiliz erkekleri ve kadinlari da aramiza katilarak oryantalizmin sinirlarini zorladilar.
1 sise votka 1 sise beyaz 1 sise kirmizi sarap ve karisik meyve sulari ve de meyvelerle hazirladigimiz punch'i bir kova icinden kepce ile lupleyip her seferinde "aaa alkolsuz galiba bu hicbisii olmuyo!" derken; aslinda cok sey oldugunu o gun cekilen fotograflara bakip hazin bir sekilde anliyorum. memleket hasreti beni gunden gune daha arabesk yapiyor ama yine de heyhat londoner'lar! icip icip guzellesen bu milletin evladi sana eglenmek ne demekmis gostermistir umarim!
organik alkollu gunler efendim...

No comments: