yasamak dedikleri...


bir zamandir panik atak belirtileri ile bogusmaktayim ama ne ilac ne doktor hicbirini istemiyorum...birikmisliklerimiz var...koca bir 40 yil gerimizde...elbette ki tortularimiz var kanallari tikayan...acilarimiz var gonlumuze yuk ettigimiz ama ben inaniyorum dertte derman da bizde...simsiki sarilmamiz gereken ve bizi kolay kolay terketmeyecek kisiliklere sahibiz...sararip solabiliriz ama asla yaprak yaprak dokulmeyiz...ille de yeseririz...donumuza edene kadar guleriz yine...kalp tasiriz hem kendimiz icin hem de sevdiklerimiz icin olesiye carpan...adam akilli bir kalp ama...oyle siradan degil...bazen oyle hissediyorum ki sanki kafamin ici tika basa dolu...gec kalmisliklar, yasanmamisliklar, kalp agrilari, bir suru hem guzel hem supruntu sey, alelacele tikistirmisim yuregime, hem de aklima...toplarim; sonra cozerim demisim ama olmamis, gitgide karmakarisik, gitgide karman corman olmus...ama uzulmuyorum...cunku biliyorum ki bu birikim aslinda yillarin yorgunlugu ve gecip giden omrun farkina varmakla alakali...hadi coz bakalim, ne kadar vaktin kaldi, geldin 40 ina diyor icimden bir ses ama orali degilim...onemli degil bu artik...hic paniklemeyecegim...inadina! beni ben yapan hem duzgun hem de kargacik burgacik olan hersey aslinda benim toplamim...yenilmek degil bu, hastalik degil bu, acizlik degil bu...sadece yasanmislik, yasamayi bilmekten korkmayacagim onumdeki gunlerden endise edecegim elbet ama kendime inanacagim...iyi bir insan olduguma, askin da sevginin de dostlugun da, evlat sevgisinin de beni sarip sarmalacagina...sarmadigi zaman usumeyecegime, soz verdim ben! yasamak dedikleri bu yaslanmak dedikleri de bu ...ancak idrak ediyoruz...

No comments: